Mondros Ateşkesi Sonrası İşgallere Halkın Tepkisi
Mondros Ateşkesi'nin 30 Ekim 1918'de imzalanmasının ardından, Osmanlı İmparatorluğu fiilen işgal edilmeye başlanmıştır. Anlaşmanın 7. maddesi uyarınca İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durum olduğunda herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkını elde etmişlerdir. Bu maddeyi bahane eden işgal güçleri, özellikle İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan kuvvetleri tarafından Anadolu'nun çeşitli bölgeleri işgal edilmiştir. İşgaller karşısında Türk halkının tepkisi çok yönlü ve kitlesel olmuş, bu durum Milli Mücadele'nin temelini oluşturmuştur. Halkın tepkileri şu şekilde özetlenebilir:
1. Direniş Cemiyetlerinin Kurulması
- İşgallere karşı ilk tepki, yerel düzeyde direniş cemiyetlerinin kurulması şeklinde olmuştur. Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Kilikyalılar Cemiyeti, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi örgütler, işgali protesto etmek ve halkı örgütlemek amacıyla faaliyet göstermiştir.
- Bu cemiyetler, basın-yayın yoluyla işgallerin haksızlığını duyurmuş, mitingler düzenlemiş ve silahlı direniş hazırlıklarına girişmiştir.
2. Protesto Mitingleri ve Gösteriler
- İşgaller, özellikle İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi, büyük tepki toplamıştır. 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgali sonrasında tüm yurtta protesto mitingleri düzenlenmiştir.
- İstanbul'da Sultanahmet Mitingleri gibi kitlesel gösteriler yapılmış, Halide Edip Adıvar, Mehmet Emin Yurdakul gibi aydınlar halkı direnişe çağıran konuşmalar yapmıştır.
3. Silahlı Direniş ve Kuvâ-yi Milliye
- İşgallere karşı halk, yerel milis kuvvetleri olan Kuvâ-yi Milliye birliklerini oluşturmuştur. Çete savaşlarıyla işgalci güçlere karşı mücadele edilmiştir.
- Güney cephesinde Fransız ve Ermeni işbirlikçilere karşı direniş gösterilmiş, Batı Anadolu'da Yunan işgaline karşı efeler ve yerel halk silahlanmıştır.
4. Basın-Yayın Yoluyla Mücadele
- İstanbul'da yayınlanan gazeteler ve Anadolu'da çıkarılan yerel gazeteler aracılığıyla işgaller protesto edilmiş, halkın milli bilinci güçlendirilmiştir.
- Peyam-ı Sabah gibi işbirlikçi yayınlara karşı, İkdam, Vakit ve özellikle Anadolu'da Hakimiyet-i Milliye gibi gazeteler direniş ruhunu canlı tutmuştur.
5. Sivas ve Erzurum Kongreleri
- Halkın tepkisi, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde örgütlü bir mücadeleye dönüşmüştür. Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) ile "milli irade" temelinde bir direniş hattı oluşturulmuştur.
- Kongrelerde, manda ve himaye reddedilmiş, vatanın bölünmez bütünlüğü ve bağımsızlık ilkeleri benimsenmiştir.
6. İşgallere Karşı Ekonomik Tepkiler
- Halk, işgalci güçlerin ekonomik sömürüsüne karşı yerli malı kullanımını teşvik etmiş, işgal kuvvetleriyle ticari ilişkileri reddetmiştir.
- Özellikle İzmir'in işgali sonrası, "İzmir'in işgalini protesto" amacıyla birçok şehirde dükkanlar kapatılmış, iş bırakma eylemleri düzenlenmiştir.
7. Kadınların ve Gençlerin Rolü
- Kadınlar, cephe gerisinde erzak ve cephane taşımış, yaralılara bakmış, mitinglerde etkin rol oynamıştır. Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar) gibi isimler sembol haline gelmiştir.
- Gençler, özellikle üniversite öğrencileri, mitinglerin ve protestoların ön saflarında yer almış, Kuvâ-yi Milliye saflarına katılmıştır.
Sonuç
Mondros Ateşkesi sonrası işgallere karşı Türk halkının tepkisi, önce yerel direnişlerle başlamış, zamanla Mustafa Kemal Paşa önderliğinde örgütlü bir milli harekete dönüşmüştür. Bu tepkiler, sadece silahlı mücadele ile sınırlı kalmamış; basın, mitingler, ekonomik boykot ve siyasi örgütlenmelerle desteklenmiştir. Halkın bu topyekûn direnişi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasında ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda belirleyici bir rol oynamıştır.
|